Candan Çalışkan

2017 senesinde Boğaziçi Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü'nden mezun oldum.. Üniversite yıllarımda üniversitenin Sosyal Hizmet Kulübü'nde uzun süre erken çocukluk dönemindeki çocuklarla gönüllü çalışmalar yürüttüm.

​

Mezun olduktan sonra Waldorf Pedagojisi esintili bir yuvada altı sene boyunca 3-6 yaş eğitmenliği ve oyun grubu yürütücülüğü yaptım. Bu süreçte bir yandan Seiba Uluslararası Hikaye Anlatıcılığı Merkezi’nin Anlatıcının Yolu programını bir yandan da Eğitim Sanatı Dostları Derneği'nde Waldorf Eğitmen Eğitimi Seminerleri’ni tamamlayarak masallar üzerine hazırladığım tezimi sundum.

​

Hikaye anlatıcılığı ve masallar hem yol göstericim hem de yoldaşım oldu. Uzun bir süre çocuklar ve yetişkinler için anlatı çemberleri ve atölyeler düzenledim. Aynı zamanda hikaye anlatıcılığı ve sözlü kültür üzerine sohbetler yaptığımız Masal Matitas adlı podcast kanalının kuruculuğunu ve yürütücülüğünü yaptım.

​

Kurucusu ve eğitmeni olduğum Kumkurdu Anaokulu’nda halen çocuklara masal anlattığım için büyük mutluluk duyuyorum. Çocuklara kendi büyüme yolculuklarında beslenebilmeleri için masalların özündeki gücü sunmaya gayret ederken onların oyunlarından, doğayla ve toplulukla kurdukları bağdan ilham alıyorum. Kumkurdu’nun çemberlerinde ve masalların eşiğindeki yeni karşılaşmaları heyecanla bekliyorum.

Özge Yılmaz

Dokuz Eylül Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü'nden mezun oldum. Üniversitede, Çağdaş Drama Derneği'nin düzenlediği Yaratıcı Drama Eğitmenlik Programı'na katıldım ve bu programı ‘Çocuk Kitaplarının Yaratıcı Drama Yöntemii le İşlenmesi’ üzerine yazdığım tez ile tamamladım. Mezun olduktan sonra Reggio Emilia Yaklaşımı'nı ilham alan okullarda okul öncesi öğretmenliği yaptım. Mesleğimin ilk yıllarında hem alternatif eğitim yaklaşımları hem de IB(InternationalBaccalaureate)'nin İlk Yıllar Programı(PYP) üzerine öğrenme programı çalışmaları yapma fırsatım oldu. Yaptığım bu çalışmalar yüksek lisansa başlamam için beni teşvik etti ve Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Yönetimi ve Planlaması Yüksek Lisans Programı’nda ‘Demokratik Okul ve Demokratik Yönetim Anlayışı’ üzerine derinleştim.

İstanbul'da yolum 'doğanın ritme ve bu ritme eşlik eden çocuk' üzerine çalışmalar yapabileceğim güzel insalarla kesişti ve Waldorf Pedagojisi esintili bir yuvada beş yıl
okul müdürü, bir yıl pedagojik lider olarak görev yaptım. Bu süreçte üç yıl süren 'Waldorf Pedagojisi Eğitmen Eğitimi Semineri'ni ‘Waldorf Pedagojisi Esintili Yuvalarda Yuva Bahçelerinin Çocukların Alt Duyularına Olan Etkisi’ üzerine yazdığım tez ile tamamladım. Pedagojide derinleşmeye devam etmek için üç yıl süren 'Waldorf Pedagojisi Öğretmen Semineri'ne başladım. ‘Dünya üzerinde kendi varlığımın sorumluluğunu almak' fikri bu süreçte beni hep çok heyecanladırdı. Bu sebeple İstanbul Permakültür Kolektifi'nin düzenlediği 'Permakültür Tasarım Sertifikası', Anadolu Meraları’nın düzenlediği ‘Bütüncül Yönetim ve Onarıcı Tarım’ ve Demeter’in düzenlediği ‘Biyodinamik Tarım’ eğitimlerini tamamladım. Permakültür ilkelerinin eğitimdeki iz düşümleri, bu bakış açısıyla hazırlanan müfredat ve okul bahçelerinde permakültür tasarımlarına olan ilgimle 'Children in Permaculture' eğitimini tamamladım.

Kurucusu ve eğitmeni olduğum Kumkurdu Anaokulu'nda çocukların büyüme yolculuğuna eşlik etmenin heyecanı içindeyim

Püren Kurtşan

2013 yılında Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun oldum. Eğitim hayatımın en başlarından itibaren çocuklar ile çalışmak isteğim nedeni ile isans bitirme tezimde “Otizmli Çocukların Oyun Davranışlarını Öngören Faktörlerin İncelenmesi” üzerine yazdım ve  otizimli çocuklar ve aileler ile sürdürülen bir TUBİTAK projesinde araştırma asistanı olarak  görev aldım. Ardından çeşitli özel eğitim kurumlarında ve Ankara Otizm Vakfı’nda psikolog görev aldım. 2015 yılında yüksek lisans eğitimime araştırma görevlisi olarak Özyeğin Üniversitesi Uygulamalı Gelişim Psikolojisi bölümünde devam ettim. 

Oyunun iyileştirici gücüne inanarak; Association for Play Therapy’ (APT) onaylı Oyun Terapisi Ugulayıcısı Sertifika programını Süpervizör Uzm. Psk. Dan. Filiz Çetin eşliğinde tamamladım.  Aynı zamanda Psikoloji İstanbul bünyesinde, Byron Norton ve Nilüfer Devecigil yürütücülüğünde “Family Psychological Services (FPS)” tarafında akredite, Deneyimsel Oyun Terapisi I. ve II. düzey eğitimlerini tamamladım. Çocuk çizimlerinin çocuğun ruhsallığı ve gelişiminin takibi açısından önemini bilerek “Rorschach ve Projektif Testler Derneği “bünyesinde Psk.Funda Akkapulu’nun mentörlüğünde “Çocuk Çizimlerinin Projektif Değerlendirmesi”ve “Projektif Testlere Kuramsal Giriş” eğitimlerini tamamladım. 

Yolumun Özge ve Candan ile kesiştiği, eğitimde alternatif değil zaten olması gereken, çocuğun ihtiyacını gözeten, doğa ve doğallık, oyun ve hareket temelli Waldorf Pedagojisi esintili bir yuvada altı sene boyunca okul psikoloğu olarak görev aldım. Görevim boyunca Eğitim Sanati Dostları Derneği bünyesinde “Waldorf Pedagojisi Eğitmen Eğitimi” seminer ve eğitimlerine katıldım. Ebeveynler ve eğitmenler için çeşitli seminerler ve yazı dizileri hazırladım. Aynı zamanda klinik ortamda çocuk ve ebeveynlere yönelik danışmanlık ve oyun terapisi hizmeti vermeye devam ettim. Ağırlıklı olarak; çocuklarda duygu düzenleme becerileri,takıntılı davranışlar, başa çıkmakta zorlanılan öfke, kaygı ve korkular, çekingenlik, sosyal kaygı,kardeş ilişkileri ve kardeşe hazırlık, tuvalet problemleri (bez bırakma süreci, alt ıslatma, tuvalet reddi, kaka tutma), yemek ve beslenme problemleri, uyku problemleri, Ebeveyn-Çocuk iletişimi, Ebeveyn tutumları ve Aile içi iletişim, boşanma, yas ve kayıp, bağlanma sorunları gibi konular üzerine çalışmaya ve Ebeveyn Danışmanlığı/Gelişim Takibi çalışmalarıma devam ediyorum. 

Bir hayal tohumu olarak ekilen ve filizlenmeye yolculuğuna eşlik ettiğim Kumkurdu’nun artık kocaman bir ormana dönüşmesine şahit olmak ve bir parçası olabilmek beni çok heyecanlandırıyor. Çocukların doğal ritmin ve akışın içinde gerçek işler ile meşgul olarak ve bol bol oyunları oyanarak gelişimlerini takip edebilecek olmanın mutluluğu içinde bu ormanda yerimi alıyorum. 

Tuğba Karaçay

Eğitim yolculuğum Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi El Sanatları ve Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler ön lisans programlarıyla şekillendi. Milli Eğitim Bakanlığı ve Çağdaş Drama Derneği iş birliğiyle yürütülen Yaratıcı Drama Eğitmenliği Sertifika Programı’nı tamamladıktan sonra, yine MEB destekli Çocuk Gelişimi Sertifika Programı ile bu yolculuğu derinleştirme fırsatı buldum. Bu süreçte; tiyatro, yaratıcı drama liderliği ve sosyal uyum odaklı birçok çalışmada aktif rol aldım.

​

Yolum Kumkurdu Anaokulu ile kesiştiğinde, Waldorf Pedagojsi’nin doğayla, ritimle ve çocuğun içsel dünyasıyla kurduğu bağ ben derinden etkiledi. Şimdi, Kumkurdu’nun işleyişin hassasiyetle sürdürmek ve her gün yeniden öğrenen bir topluluğun parçası olmak benim için büyük bir anlam taşıyor. İdari Koordinatör olarak yürüttüğüm bu görev, sadece bir organizasyon süreci değil; aynı zamanda çocukların ve yetişkinlerin birlikte büyüdüğü, karşılıklı öğrenmenin beslendiği bir yaşam alanını destekleme sorumluluğu. Bu yolculuğa tanıklık etmek benim için kıymetli bir deneyim.

Güneş Urucu

Ege Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünden mezun oldum. Lisans eğitimime devam ederken iki yıl süreyle Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nda gönüllü eğitmenlik yaptım. Aynı zamanda Reggio Emilia, Montessori gibi okul öncesi eğitim yaklaşımlarını tanımak adına
sertifika programlarına katıldım. Yine gönüllülük esaslı çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde bulundum.

Mesleğim dışında yaratıcılığımı besleyecek her ortamdan keyif alırım. Doğanın dengesine hayranlık duyan, kendimi ve ruhumu beslemek,
geliştirmek için doğadan ilham alan bir eğitmenim. Bu noktada Waldorf Pedagojisi'ni tanımak ve yaşamak adına adımlar attım.

​

Çocukların doğallığı, özlerindeki saflığın görünür olması bana her zaman huzur verdi; şifa oldu. Çocuğun gözüyle bakabildiğim her açıyı şans saydım. Doğayı izlemeye, gözlemeye, doğanın ritmine eşlik etmeye rehberlik eden Kumkurdu’nda olmaktan çok mutluyum. Çocuğun doğasına saygı duyduğumuz bu sıcak, berrak yuvada yaşayacağımız her farkındalık için heyecan duyuyorum.

Ebru Yurtalan

Okul öncesi öğretmenliği lisans eğitimim süresince içimde hep “başka bir eğitimin mümkün olduğu” fikriyle yol aldım. Bu süreçte, çocukların doğayla, sanatla ve ritüelle kurdukları bağa duyduğum derin hayranlık, eğitim yaklaşımımı şekillendiren temel unsurlardan biri oldu. Waldorf Pedagojisi, doğa temelli öğrenme, yaratıcı drama ve sanat yoluyla öğrenme alanlarında çeşitli eğitim ve atölyelere katılarak bu ilgi alanımı derinleştirdim.

Eğitmenlik yolculuğumda doğayla iç içe çalışan bir okulda görev aldım. Çocuklarla tohum ektiğimiz, yağmur altında yürüdüğümüz, keçeden oyuncaklar ürettiğimiz, kasnaklara motifler işlediğimiz deneyimler pedagojik yaklaşımımda somut karşılıklar buldu.

​

Bu deneyimlerle birlikte; Waldorf pedagojisi, doğa temelli öğrenme, yaratıcı drama, sanat terapisi gibi eğitimlerle yolumu derinleştirdim. Her biri bana çocuğun bütünsel gelişimini kalpten kucaklamayı öğretti.

Çocuklarla olmak bana yaşamın özünü hatırlatıyor. Onların içinden taşan sezgi, yaratıcılık ve saf sevgi her gün yeniden ilham oluyor bana. Onlarla birlikte öğrenmek, birlikte yavaşlamak, birlikte büyümek… Bu, bir meslekten çok bir yaşam biçimi benim için.

Sanat, hem kişisel hem mesleki olarak en çok beslendiğim alan. Yağlı boya tablolar yapıyor, keçeden minik yaratıklar dikiyor, kasnak işliyor, taş boyuyor, doğadan topladığım malzemelerle yaratıcı çalışmalar üretiyorum. Çocukların hayal dünyasına ait resimler çizmek ya da doğayı resmetmek benim için hem oyun hem meditasyon.

Kumkurdu ile yolumun kesişmesi, yuvaya dönüş gibi. Burası sadece bir okul değil; masallarla örülmüş bir yaşam alanı. Çocuğun göz hizasında duran, doğanın sesine kulak veren, ritimle ve anlamla ilerleyen bir rüzgar gibi. “Ama ben yapraklardaki masalı gördüm.” diyen Zackarina gibi, ben de o masalı en başından beri görebiliyorum. Bu masalın bir parçası olmaktan, çocukların gözlerinden anlatılan o sessiz hikâyelere eşlik etmekten büyük bir mutluluk duyuyorum.

Sevil Ökmen

Yolum Kumkurdu Anaokulu ile kesiştiğinde, burada çocuklara yemek yapmanın sadece karın doyurmak olmadığını gördüm. Çocukların sağlıklı ve mutlu büyümesine katkı sunmak, onların sevdikleri yemekleri tek tek bilmek ve sofraya oturduklarında yüzlerinde beliren mutluluğa tanık olmak benim için çok kıymetli..

Mutfakta geçirdiğim her gün, sevgimi ve emeğimi
çocuklarla paylaşmanın bir yolu oluyor. Onların “Eline sağlık Sevil abla” deyişleri, bana yaptığım
işin değerini hatırlatıyor. Bu topluluğun bir parçası

olmak benim için çok önemli ve çok özel bir deneyim.

Bahçemizdeki çocuk sesleri hiç eksik olmasın.